Koleksiyon

"Koleksiyon; Öğrenme zevki ve gayesiyle, az bulunan ve aynı cinsten değerli veya acayip nesneleri toplayıp sınıflandırma merakı. Kolleksiyonculuk büyüklerin olduğu kadar, yeni yetişen ve okul çağında olan çocukların da zevkle uğraştıkları bir iştir." diyor bir sayfada.


Evet işte bende onlardanım, pul ve peçete kolleksiyonum var. Pullara yenilerini eklemeyeli çok oldu. Ama peçetelerime nereye, kime gitsem bulur, alırım, eklerim.

Geçenlerde kızlarla toplandığımızda konusu oldu, ne yapacağım bilmiyorum dedim. Parça parça birleştirip tablo yapmamı önerdiler.

Bende dün açtım koca kutuyu saydım onları birer birer, 369 tane olmuşlar. Her renk her desen. Çiçekliler, noel babalılar, kahveliler vs. vs.

Bu tahmin edebileceğiniz gibi en yıpranmış olduğundan bellidir ki, ilk peçetem.


Bunları Cem odasına kullanabilirim sanırım.

Saklamak, toplamak ara sıra açıp bakmak, hepsi birbirinden keyifli aşamalar.

Beyaz

Beyaz olmalı, ferah olmalı, ruhun huzur bulmalı. Saflığın, temizliğin rengi beyaz, beyaz olsun istiyorum evim, yumuşak renklerde eşlik etmeli ona.

Evlendiğimizde yeni eşyalarımız olmadı, ikimizinde varolan eşyalarını bir araya getirdik, neredeyse 3 yıldır o eşyaları kullanıyoruz, koyu renkler, kasvetliler sanki.

Yeni eşyalarım, beyaz eşyalarım olsun istiyorum.


Aydınlık olmalı, ferahlık vermeli.

Internetten bakarken bile içim açıldı, huzur verdiler bana.

Sonra renklerin anlamlarına baktım; evet saflığın temizliğin rengi ama aynı zamanda ayrılığında, ve ağırlıklı renk olması durumunda ve sürekli öyle bir ortamda durulduğunda rahatsız edici olabileceği de yazıyor :)

Hatta aklıma "yemekteyiz" programı geldi bunu okuyunca, orada esmer bir kadın vardı, evinin heryeri beyazdı, biraz asabi gibiydi :)

Tamam o zaman dedim ya sadece beyaz olmaz yumuşak renkli, kumaşlar, objeler ve benzeri şeylerle renklendiririm bende :)
















Hayalimde...

Sister

Kızkardeşim olmasaydı nolurdu diye düşündüm, hatta düşünemedim, düşünmesi bile korkutucu geldi. Kiminle dertleşir, kime anlatırdım mutluluklarımı, mutsuzluklarımı, kiminle ağlar kiminle gülerdim, kime akıl verir, kimden akıl alırdım.

Erkek kardeş olsaydı da aynı paylaşım olur muydu ? Sanırım olmazdı. Aynı paralelde olamazdık. Giysilerimizi, ayakkabılarımızı, makyaj malzemelerimizi paylaşamazdık.

Anneme teşekkürü borç bilirim, tek çocuk olmanın zorluklarını bildiğinden 5 düşük yapıp sonunda bana kardeş yapabildiği için. Azmine hayranım.

Once

Dublin’de gitar çalan aynı zamanda şarkıcı ve söz yazarı olan İrlandalı bir adam, bir gün sokakta çalarken Çek bir kızla tanışır. Adamın maddi durumu pekiyi değildir ve babasının dükkanında ona yardım ederken bir yandan da sokaklarda çalarak para kazanmaya çalışmaktadır. Kız da eşiyle ayrıdır; gündüzleri çalışıp beraber yaşadığı annesine ve kızına bakmaktadır.

Hayali albüm çıkarmak olan adam müzik şirketlerine yollamak için demohazırlamaya karar verince piyano çalan kızla birlikte çalışmaya başlar. Kız ve erkek onları bir araya getiren müzik sayesinde birbirlerini de tanıyacaklardır.

İrlanda yapımı bu film gerçekten çok başarılı, film ilginizi çekmese bile müzikler eminim ki çekecektir.

Grena

Öğrenciyken lisede, bir sözlüğüm vardı ansiklopedi gibi kalın yeşil kaplı. Orada bir kelime araken gözüme ilişmişti, "Grena: Nar çiçeği renginde değerli bir taş" diyordu açıklamasında. Sonra bir dönem genç kızlık dönemi bu dönem kız çocuğum olsun istiyordum, giydireyim, süsleyip püsleyeyim diye, işte o zaman kızım olursa adını Grena koyacağım demiştim. Yıllar sonra oğlum oldu, Canım Cem'im oldu, bende bu ismi bu vesile ile kullanmak istedim.